Dünyada savaş, çatışma ve zulüm nedeniyle yerinden edilenler giderek artıyor. Evlerini terk etmek zorunda kalan insan sayısı 2019 yılında önceki yıla göre 9 milyon kişi artarak 79,5 milyona ulaştı. Türkiye ise en fazla yabancıya ev sahipliği yapma liderliğini bu sene de koruyor.

20 Haziran Dünya Mülteciler Günü vesilesiyle açıklamalarda bulunan Yönetim Kurulu Başkanımız Uzm. Dr. Yahyahan Güney “Her sene milyonlarca kişiyi havasını, suyunu, toprağını bildiği vatanından ayırmak zorunda bırakıyor savaşlar, çatışmalar, afetler… Her sene milyonlarca insan yollara düşüyor yeniden hayata tutunabilme umuduyla… Bizim payımıza düşen ise umutlarını kaybetmemeleri için onların yanında olup ellerini tutmak… Çünkü biliyoruz ki onları anlamak için aynı dili konuşmaya gerek yok.

Mültecilere yönelik sağlık hizmetlerimiz

Yeryüzü Doktorları olarak dünyanın birçok bölgesindeki mültecilere bağışçılarımızın destekleri ile yardımlarımızı ulaştırıyoruz.

Türkiye’de geçici koruma altında olan Suriyelilere çok sayıda kliniğimiz ile birinci basamak sağlık hizmeti, psikososyal destek gibi hizmetler sağlıyoruz. Suriye içerisinde güvenli bölgeler oluşturulması ile birlikte Azez-Soran’da bir anne çocuk sağlığı kliniği, Afrin-Cinderes’te ise bir mülteci sağlığı kliniği açtık.

Arakanlı mültecilerin şiddet olaylarından kaçarak sığındığı Bangladeş’teki Balukhali mülteci kampında, Somali’de iç mültecilerin bulunduğu bölgede, Orta Afrika Krizi sebebiyle göç etmek durumunda kalanların yaşadığı Çad’ın Sido mülteci kampında kliniklerimiz yıllardır çalışmalarını sürdürüyor. Temel tedavi ve ilaç desteği sağlıyoruz. Yine en çok mülteci veren ülkelerden biri olan Afganistan’da da 12 beslenme sağlığı merkezi açarak bölgedeki açlıkla mücadele etmeye başladık. Halkımızın desteği bizimle olduğu müddetçe nerede bir yardıma ihtiyacı olan insan varsa biz ona destek olmaya çalışacağız” dedi.

Azez-Soran’da bulunan kliniğimizde doğum yapan bir kadın ise yaşadıklarını şu sözlerle aktardı:

 “Hamileliğimin 8. ayında ağaçların altında uyudum”

“2020 yılının ilk aylarında çatışmaların yoğun yaşandığı İdlib’den güvenli bir bölgeye ulaşmak için ailemle birlikte yola çıktım. Yolculuk sırasında hamileliğimin 8. ayındaydım ve gecelerimi ağaçların altında uyuyarak geçiriyordum. Tüm bunların yanında doğum sancılarım artmış ve dayanılmaz bir hale gelmişti. Artık öleceğimi düşünüyordum ve çaresizdim. Tam o esnada aniden gelen motosikletli bir vatandaş bize yardımcı olmak istediğini söyledi. Motosiklete binip ailemden ayrılarak ikinci bir yolculuğa çıktım. Beni ulaştırdıkları yer Yeryüzü Doktorları’nın Soran Anne Çocuk Sağlığı Kliniği oldu. Birkaç günlük tedavinin ardından doğum gerçekleşti. Yenidoğan bebeğime temiz kıyafetler giydirerek yanıma getirdikleri an benim için çok duygu doluydu. Benim klinikteki ikinci mutluluğum ise ailemin ziyaretime gelmiş olmasıydı. Klinikteki doktorlar aileme ulaşmış ve onları benim yanıma getirmişti. Çok şükür ki bizler savaştan ve çatışmadan kaçan mülteciler içerisinde hayatını kurtaran ailelerden biri olduk. Bizim gibi bu yolculuğa çıkan fakat ne yazık ki sonu bizim hikâyemiz kadar mutlu son ile bitmeyen binlerce aile var” dedi.